Su alırken etiketi kontrol edin! Bu oran böbrek taşına neden oluyor

Böbrek Sağlığı İçin Su Tercihinde Dikkat Edilmesi Gerekenler

Böbrek sağlığını korumak için günlük yeterli miktarda su tüketmek önemlidir. Ancak, bazı sular böbrek sağlığı için risk taşıyabilir.

Mineraller açısından zengin olan sular, özellikle kalsiyum ve sodyum gibi elementler, böbreklere fazladan yük bindirebilir ve böbrek taşlarının oluşumunu teşvik edebilir. Bu nedenle, suyun buharlaşmasından sonra kalan mineral tuzlarına dikkat etmek önemlidir.

Böbrek Rahatsızlığı Olanlar Düşük Sodyum Oranlı Suları Tercih Etmeli

Uzmanlar, suların sabit tortu oranının 200 mg/l’den az olmasını, ideal olarak 100 mg/l civarında olmasını önermektedir.

Böbrek sağlığını desteklemek için, düşük sabit tortu oranına sahip su markalarını tercih etmek önemlidir. Bazı markalar, sadece 22 mg/l kadar düşük sabit tortu oranına sahip su sunmaktadır.

Özellikle böbrek rahatsızlığı bulunan kişiler için, düşük mineral içeriğine sahip suları tercih etmek önemlidir. Ayrıca, yüksek kalsiyum ve sodyum içeren suların tüketiminden kaçınılması önerilir.

Sporcular İçin Mineral İçeriği Zengin Sular Tercih Edilebilir

Sporcular, terleme sonucu kaybettikleri mineralleri telafi etmek için potasyum, magnezyum ve sodyum gibi zengin suları tercih edebilirler.

Yüksek tansiyona sahip bireyler için, düşük sodyum içeriğine sahip suların tercih edilmesi önemlidir. Bu sular, su tutulmasını önleyerek böbreklere olan baskıyı azaltabilir.

Şişelenmiş su tüketenler, mikroplastik sorunu yaşama riskiyle karşı karşıya kalabilirler. Bu durumda, musluk suyunun tercih edilmemesi durumunda ev tipi su filtreleri kullanılabilir. Su filtreleri, musluk suyundan kaynaklanan kirlilikleri temizleyerek daha sağlıklı bir içme suyu sunabilir.

Related Posts

Kalça kırığı kader değil

Osteoporozun en çok korkulan sonucu kalça kırığıdır. Çoğu zaman bir düşme ile başlar ve hayat boyu sürecek sorunlar kalır. Kırıktan sonra ameliyat, uzun hastane süreçleri, yürüme kaybı ve bağımsızlığın yitimi söz konusu. Peki kimler daha riskte, ne yapabiliriz?

‘Bana bir şey olmaz’ demeyin, gençler arasında da hızla yayıldı

Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Ertuğrul Okuyan, gençlerde giderek artan hipertansiyon riskine dikkat çekerek, “Bana bir şey olmaz” düşüncesinin ölümcül sonuçlar doğurabileceğini vurguladı. Hipertansiyonun erken teşhis edilmemesi halinde kalp damar hastalıklarına yol açabileceğini belirtti.

LGS Öncesi Kaygı Uyarısı Geldi!

LGS heyacanı sürüyor. Uzmanlar LGS’ye girecek adaylara ve ailelerine kaygı uyarısında bulundu.  Kaygınızı kontrol edemiyorsanız, çocuğunuzla vakit geçirmeyin!

Türkiye’de çocuklarda işitme kaybı oranı küresel ortalama iki katı!

Duymer İşitme Cihazları, çocuklarda işitme kaybı konusunda toplumsal farkındalık oluşturmak amacıyla ‘Şimdi Farkına Var, Yarına Ses Ver’ başlıklı bir etkinlik düzenledi. Düzenlenen etkinlikte işitme cihazlarının kullanımı, adaptasyon süreci, çocuklarda işitme kaybının erken tanı ve teşhisin önemi gibi birçok konu ele alındı. Duymer CEO’su Salih Baz, “Türkiye’de her 1000 çocuktan 4’ü işitme kaybı yaşıyor” dedi.

Obezite stres ve teknoloji kullanımı kısırlık riskini artırıyor

Üroloji Uzmanı Doç. Dr. Yavuz Onur Danacıoğlu, obezite, stres ve elektronik cihaz kullanımının üreme sağlığı açısından risk oluşturduğunu belirtti. Uzman Danacıoğlu, yaşam kalitesinin üreme sağlığını doğrudan etkilediğine dikkat çekti.

‘Göz nezlesinde her kaşıma, bir sonraki kaşıntıyı artırır’: Dikkat göz şeklini bozabilir!

Göz nezlesinin tedavisinde ilaçlardan çok korunma önlemlerinin belirleyici olduğunu özellikle gözleri kaşımaktan kaçınılması gerektiğini söyleyen Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Serdar Marol, “Her kaşıma, bir sonraki kaşıntıyı artırır. Bu zincir özellikle çocuklarda kalıcı göz şekil bozukluklarına, hatta keratokonus gibi ilerleyici göz hastalıklarına neden olabilir. Gözlerin kesinlikle kaşınmaması gerekir” dedi.