Kelkit Merkezli 4.2 Büyüklüğündeki Deprem Normal, Korkulacak Bir Durum Yok

Kelkit Merkezli 4.2 Büyüklüğündeki Deprem Hakkında Uzmanlardan Rahatlatıcı Açıklama

Karadeniz Teknik Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü Sismoloji Ana Bilim Dalı’ndan Dr. Özgenç Akın, Kelkit merkezli yaşanan 4.2 büyüklüğündeki deprem hakkında açıklamalarda bulundu. Akın, depremin beklenen bir durum olduğunu vurgulayarak, şu anda endişe edilecek bir durum olmadığını belirtti.

Akın, depremin Erzincan’daki büyük fay hattında olmadığını belirterek, “4.2 büyüklüğündeki bu deprem, Kelkit’in güneydoğusunda meydana geldi. Bu bölge aktif fay hatlarının kesiştiği bir nokta ve benzer büyüklükteki depremlerin yaşanması normaldir. 1939 Büyük Erzincan depreminin olduğu fay segmentinde gerçekleşmedi. Bu tür büyük depremler yıllarca tekrarlanır, ancak şu anda endişe edilecek bir durum yok. Özellikle yerel yönetimlerin gerekli tedbirleri alması önemlidir. Depreme dayanıklı bir kent inşa etmek büyük bir hedefimiz olmalıdır” dedi.

Akın, dünyayı oluşturan levhaların sürekli hareket halinde olduğunu belirterek, bu hareketlerin depremlere neden olduğunu açıkladı. Aktif deprem kuşaklarının bulunduğu Asya’da benzer büyüklükte depremlerin kaçınılmaz olduğunu söyledi.

Kaynak: İhlas Haber Ajansı – Bekir Koca

Related Posts

Kalça kırığı kader değil

Osteoporozun en çok korkulan sonucu kalça kırığıdır. Çoğu zaman bir düşme ile başlar ve hayat boyu sürecek sorunlar kalır. Kırıktan sonra ameliyat, uzun hastane süreçleri, yürüme kaybı ve bağımsızlığın yitimi söz konusu. Peki kimler daha riskte, ne yapabiliriz?

‘Bana bir şey olmaz’ demeyin, gençler arasında da hızla yayıldı

Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Ertuğrul Okuyan, gençlerde giderek artan hipertansiyon riskine dikkat çekerek, “Bana bir şey olmaz” düşüncesinin ölümcül sonuçlar doğurabileceğini vurguladı. Hipertansiyonun erken teşhis edilmemesi halinde kalp damar hastalıklarına yol açabileceğini belirtti.

LGS Öncesi Kaygı Uyarısı Geldi!

LGS heyacanı sürüyor. Uzmanlar LGS’ye girecek adaylara ve ailelerine kaygı uyarısında bulundu.  Kaygınızı kontrol edemiyorsanız, çocuğunuzla vakit geçirmeyin!

Türkiye’de çocuklarda işitme kaybı oranı küresel ortalama iki katı!

Duymer İşitme Cihazları, çocuklarda işitme kaybı konusunda toplumsal farkındalık oluşturmak amacıyla ‘Şimdi Farkına Var, Yarına Ses Ver’ başlıklı bir etkinlik düzenledi. Düzenlenen etkinlikte işitme cihazlarının kullanımı, adaptasyon süreci, çocuklarda işitme kaybının erken tanı ve teşhisin önemi gibi birçok konu ele alındı. Duymer CEO’su Salih Baz, “Türkiye’de her 1000 çocuktan 4’ü işitme kaybı yaşıyor” dedi.

Obezite stres ve teknoloji kullanımı kısırlık riskini artırıyor

Üroloji Uzmanı Doç. Dr. Yavuz Onur Danacıoğlu, obezite, stres ve elektronik cihaz kullanımının üreme sağlığı açısından risk oluşturduğunu belirtti. Uzman Danacıoğlu, yaşam kalitesinin üreme sağlığını doğrudan etkilediğine dikkat çekti.

‘Göz nezlesinde her kaşıma, bir sonraki kaşıntıyı artırır’: Dikkat göz şeklini bozabilir!

Göz nezlesinin tedavisinde ilaçlardan çok korunma önlemlerinin belirleyici olduğunu özellikle gözleri kaşımaktan kaçınılması gerektiğini söyleyen Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Serdar Marol, “Her kaşıma, bir sonraki kaşıntıyı artırır. Bu zincir özellikle çocuklarda kalıcı göz şekil bozukluklarına, hatta keratokonus gibi ilerleyici göz hastalıklarına neden olabilir. Gözlerin kesinlikle kaşınmaması gerekir” dedi.