Organ Bağışı Haftası vesilesiyle vatandaşları bilgilendirmek ve bilinçlendirmek amacıyla Aliağa’da organ bağış standı açıldı. Vatandaşlar, Demokrasi Meydanı’nda kurulan bu standa yoğun ilgi gösterdi. İlçe Sağlık Müdürlüğü ekipleri de, vatandaşlara organ bağışı hakkında bilgiler vererek gönüllü olan kişilerin organ ve doku bağışlarını kayda aldı.
HER YIL 2500 HASTA ÖLÜYOR!
Organ bağış standının, halkı bilinçlendirmek ve teşvik etmek amacıyla kurulduğunu belirten İlçe Sağlık Müdürü Dr. Özkan Orhun, “Türkiye’de yaklaşık 40 bin kişi organ nakli için beklemektedir. Her yıl ortalama 8 bin kişi de bu listeye eklenmektedir. Her yıl organ bağışı bekleyen hasta sayısı artmakta; ancak bağış yapanların sayısında aynı oranda bir artış bulunmamaktadır.
Ülkemizde her yıl yaklaşık 2 bin 500 hasta organ bulunamadığı için ölmektedir; yani pek çok hasta için organ nakli, yeniden normal bir yaşama dönmenin tek yolu. Daha önemlisi organ nakli, pek çok hastalıkta, hayatta kalmanın da en sağlam güvencesidir. Biz ne zaman başımız geliyor, o zaman durumu fark ediyoruz. Bunu şimdi fark edelim, organlarımızı bağışlayalım. Organlar toprak olmasın, bedende can bulsun” dedi.
3-9 KASIM ORGAN BAĞIŞ HAFTASI
3-9 Kasım, her yıl organ bağışına dikkat çekmek ve organ bağışını teşvik etmek amacıyla düzenlenen Organ Bağışı Haftası’dır.
Sağlık Bakanlığı verilerine göre, 2019 yılında 9,548 organ nakli gerçekleşti. Ancak 2020 yılında COVID-19 pandemisinin etkisiyle bu sayı 5,502’ye düştü.
2021 yılının ilk 6 ayında pandeminin kısmen kontrol altına alınması ve aşılamanın yaygınlaşması ile 3,703 organ nakli gerçekleşti. Bu nakillerin ayrıntılarına bakıldığında 10 kalp, 8 akciğer, 1,593 böbrek, 766 karaciğer ve 1,326 kornea nakli yapıldığı görülüyor. Ancak bu sayı, 25,190 organ nakli bekleyen hasta olduğu göz önüne alındığında oldukça yetersizdir.
Bekleme listesinde 952 kalp, 68 akciğer, 20,878 böbrek, 1,716 karaciğer, 283 pankreas ve 1,293 kornea nakli bekleyen hasta bulunmaktadır. Kadavradan organ nakli yapma şansı olmayan bu hastaların bir kısmı bekleme süreci içinde hayatını kaybetmektedir.
Ülkemizde canlı vericilerin sayısının kadavra vericilerden daha fazla olması, yaşarken organ bağışında bulunabileceğimizi, ancak yaşam sona erdikten sonra bunu yapmadığımız gerçeğini göstermektedir. Bu, organ bağışıyla ilgili bilgi eksikliği veya yanlış inançlarımızın bir sonucu olabilir.